Muaviye ile birlikte o günün siyasi dehaları sayılabilecek Mervan ve Emr-As siyasi manevraları neticesi, İmam Hasan'ı altı ay sonra Hilafeti bir sözleşme ile Muaviye'ye devretmek zorunda bırakmıştır. Sözleşme maddelerinden biri kendisinden sonra halef tayın etmeyecek hilafet tekrar İmam Hasan'a devredilecekti. Beş maddelik bu sözleşmenin hiçbir maddesine uymadığı gibi buna da uymadı. Oğlu Yezid'i kendisinden sonra halife ilan etti ve herkesten de biat aldı. Kendisi hayattayken İmam Hasan'ı zehirletti. İmam Hüseyin'i ise hep kontrol altında tutuyordu. Yezid'e ise İmam Hüseyin biat etmez ise O'nu öldürmeden rahat edemeyeceğini söyler. Yezid de babasının tavsiyesi üzere Medine Emirine gönderdiği bir mektupta karşısında tehlikeli gördüğü ve kendisine biat etmeyeceklerini bildiği bazı isimleri de orada zikreder. "Çağır biat iste, eğer kabul etmezlerse İmam Hüseyin, Abdullah bin Zübeyr, Abdullah bin Ömer, Abdurrahman bin Ebu Bekir'i, dördünü de öldür." Diyerek kararını bildirir.
Medine emri İmam Hüseyin'i çağırır durumu kendisine bildirir ve biat ister. İmam bunu kabul etmeyeceğini söyleyince orda bulunan Mervan hemen orada İmam Hüseyin'i öldürmesini söyler. Medine emiri ise sen bana "Fatime'nin oğlunu öldürmemi mi söylüyorsun" diyerek bu fikre olumlu bakmaz.
Ve kaçınılmaz son. Kerbela denen bela çölünde Peygamber evladı ve emaneti, kendisini sonsuza kadar yaşatacak olan duruşunu ve düşüncelerini ortaya koyar. Yezit ve onun oluşturduğu hâkimiyete tabi olmayacağını, Zillet içinde yaşamaktan ise, Şerefli ölümü tercih edeceğini söyler. Yezit ise misyonunu tamamlar İslam tarihindeki zalimlerin zirvesindeki yerini alır.
Şimdi burada bir hatırlatma yaptıktan sonra yazımı bitireceğim. Bazıları bu olayı sıradanlaştırmak için Hüseyin halifeye karşı isyana kalkıştı, biat etseydi bu olaylar yaşanmazdı şeklinde ele alıyorlar. Söz konusu olan süreç içinde her şartta böyle bir sonuç almak için mücadele vererek geldiler. Yukarıda belirttiğim gibi 23 yıl Peygamberimize karşı savaşmaları, daha sonra Ehli Beyte uygulanan baskı, Şura da Hz. Ali'ye karşı takınılan tavır ve sonra yapılanlar ve İmam Hasan'a yaptıklarından çıkan sonuca, Muaviye'nin vasiyetini de eklediğimiz zaman Kerbela'ya, 60 yıl önce başlamış olan savaşın o günkü görüntüsüydü.
Yukarıdaki Yezid'e ait sözlerin altını doldurmak için isterseniz aşağıdan yukarıya doğru altını çizdiğiniz yerleri takip edin, isterseniz yukarıdan aşağıya doğru. Değişen bir şey olmayacak. Aynı ailenin fertleri karşınıza çıkıyor. Bu 60 yıllık bir mücadelenin her safhasında karşı karşıya olan bir hayat modeli var. Biri hakkı temsil etmiş biri batılı. Bu kısa tarih kesitinin sonunu da iki isim tarafları temsilen karşımıza çıkıyor. Kerbela'da kazandığını zannederek o sözleri sarf eden Yezit ve öldürerek bitireceklerini zannettikleri hakkın ve hakikatin temsilcisi ve sonsuza kadar gönüllerde yaşayacak olan Hüseyin.
Fuzuli ile başladık onunla bitirelim.
Bu ne batıl düşünce, faydasız endişedir
Bin Kâbe'yi yıkarak yaptığın puthanedir
Ey cefâ dolu Yezid, herkes bir ad kazandı
Sendeki ad zulm ile dünyada dalgalandı.
Fuzuli
Mehmet Irmak 12.11.2012