Eğer bu saydıklarım ve sayamadıklarım Büyük Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kaldıramayacağı büyüklükte bir yük ise; amenna yine istemeyelim! Eğer ülkenin birlik ve beraberliğini bozacaksa; yine istemeyelim! Ama hiç biri değil de kimsenin aklına gelmediyse bir kez daha hatırlatalım.
Sayın hükümetimize de bir sözüm var: "birçok kesimi içine alan açılım paketini hazırlarken bir kez daha düşünün "Mum etrafına ışık vermez" atasözü gibi yapmayın, meyve veren ağacın başını öne eğdiği gibi başınız eğip ağacın köklerine de bir bakın, bizler ağacın yücelmesi için fedakârlık yaparken ihsan kaleminde bizleri de unutmayın."
Tabi ki bazı Caferi vatandaşlarımızın da akıllarında bazı sorular oluşabilir. Devlet yardım yaparsa inancımıza müdahale eder mi? Türkiye Cumhuriyeti laik bir devlettir ve kimsenin inancına müdahale edemez. Kişisel düşüncem; ne devlet ve ne de ilgili makamlar kendilerini o kadar düşürüp bir topluluğun inancına müdahale etmezler. Her şeye rağmen ya ederlerse? O zaman yardım almayız bu güne kadar nasıl geldiysek bundan sonra da öğle devam ederiz.
Bir başka akla gelebilecek soru, müçtehitlerin olaya bakış açısı nedir? Daha bu konuda devlet Caferileri muhatap alarak bir proje öne sürmedi ki, o proje üzerinde görüş verilsin, olmayan ve olduğunda nasıl olacağı belli olmayan bir şey hakkında müçtehitlere nasıl bir soru sorula bilir ki? Bu güne kadar olmayan bir şey üzerinde sürekli olarak olumsuz bir tablo çizmeye gayret edip, şimdilerde gizlice bazı şeylerin ardına düşen kimselerin ise büyük bir çıkar peşinde oldukları ve bu konuda halkı sürekli kendi istekleri doğrultusunda yanlış yönlendirdikleri, durumun bilincinde olan insanları son derece üzmektedir. Bir taraftan halka aleni olarak "bizim devletle hiç bir işimiz yok bizden uzak olsun yeter, onun parasını biz almayız" diyenler öte taraftan toplumun malumatı olmadan devlete bazı teklifler sunarak olması düşünülen açılımın kendileri üzerinden yapılmasını ve maddi manevi yardımlarda kendilerinin muhatap alınmalarını teklif ediyorlar! Çok trajik komik bir tablo. Ayrıca devletin inancımıza karışmayacağını nazara alarak yine de buna karşı çıkanlar; Türkiye'de ve Avrupa'da bir hocaya bakacak durumları olmadığından kapalı kalan camilerimizi ve diğer taraftan gidecek yeri olmadığından hocalık yapamayan âlimleri (ki bazıları hocalığı bırakıp başka işlere yöneldiler) nazarı dikkate alarak bir kez daha düşünmelerini tavsiye ederim. Bu kaldırılabilecek bir vebal değildir.
Halkımız bu konuda uyanık olmalı olaylara objektif bir şekilde yaklaşmalı, olumlu veya olumsuz tablo çizenlere neden? Niçin? Sorularını sorup, aldıkları cevapları onların kendi icraatları ile karşılaştırıp, ardından bir karara varmalıdır.