Caferi mezhebinde rastlanan bazı farklı amelleri gücümüzün yettiğince siz okuyucularımızla paylaşmaya devam edeceğiz. Bunu yaparken de niçin yaptığımızı anlatmaya çalışıyoruz. Bizim yaptıklarımızdan farklı amellerin yanlış olduğuna hükmetme gibi bir niyetimizin olmadığını belirtmek isterim.
Bilindiği gibi abdestin kendisinin tek başına farz bir amel olmadığı fakat namaz gibi farz amelin ön şartıdır. Buna rağmen ayeti kerime ile açıkça nasıl abdest alınması gerektiği bize bildirilmiştir. Buraya kadar zaten bir ihtilaf söz konusu değildir. Fakat okuduğumuzu anlamaya ve anlatmaya gelince söz konusu farklı anlayış ortaya çıkmaktadır.
Abdest ile ilgili Kur'an-ı Kerim'de bir tek ayet vardır. "Ey inananlar, namaza kalktığınız zaman yıkayın yüzlerinizi ve dirseklerinizle beraber ellerinizi ve başınızın bir kısmını mesh edin ayaklarınızı topuklarınızla beraber."( A. Gölpınarlı tercümesinden naklen) Azerbaycan da yapılmış bir Kur'an-ı Kerim tercümesinde ise, "mesh edin ayaklarınızı" dedikten sonra parantez içinde "veya yıkayın" şeklinde tercüme edilmiştir. Adı geçen tercümeyi yapanlar Ziyad Bünyatov ve Vasim Memmedelyev'dirler.
Sünni mütercimler ise adı geçen ayeti şöyle tercüme etmişlerdir "Ey inanalar! Namaza kalktığınızda/namaza durmak istediğinizde yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınıza ve iki topuğa kadar da ayaklarınıza sürün/mesh edin." (Yard. Doç. Dr. Sıtkı Gülle tercümesi).
Kelime Anlamlı Kur'an-ı Kerim Meali, Elmalılı Hamdi Yazır, Yaşar Nuri Öztürk, Ali Bulaç gibi mütercimler ise "mesh edin" dedikten sonra parantez içinde "veya yıkayın", şeklinde tercüme etmişlerdir.
Edip Yüksel ve Süleyman Ateş ise "mesh edin", şeklinde yazarlarken, Diyanet Vakfı "topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın" şeklinde tercüme etmişlerdir.
Abdestin, İslam'ın veya İmanın şartlarından olmadığı bilindiği halde tarihte insanlar bir müslüman sadece ayağını mesh etti diye veya ayağına giyindiği mesh üzerine mesh etmeyi uygun görmediği için küfürle suçlandığına şahit oluyoruz. Bunun aksini iddia ederek; bir Müslüman'ın abdest alırken ayağını yıkaması onun abdestinin geçersiz olmasına sebep saymak ve dolayısıyla ibadetlerinin anlamsız olduğuna hükmetmek de bir o kadar yanlıştır.
Bu sözlerimize senet olması için yüzlerce kaynak göstermek mümkündür. Fakat biz bir örnek vererek devam edelim. Başta Müslümanların yaşadıkları ülkeler olmak üzere, Osmanlı medreseleri de dahil altı yüz yıldır en önemli akait-kelâm ilmi olarak okutulan Süleyman Uludağ'ın tercüme ettiği, Taftazâni'nin "Kelâm ilmi ve İslâm akaidi" (Şehru'l-akâid) kitabının mesh üzerine mesh ile ilgili bölümünde Kerhi den naklen "Mesh üzerine mesh yapmanın caiz olmadığına kani olanların kâfir olmalarından korkarım," diye yazar.